Yıllar su gibi aktı: Efsane film artık 40 yaşında

Geleceğe Dönüş, çıktığı dönemin kültürel yansımalarını taşırken, Ronald Reagan’dan Avengers: Endgame’e kadar pek çok alanda referans verilen, hatasız akışı ve parabolik anlatımıyla izleyicilerin hafızasında yer etti. Ancak film, zamanın ruhunu da yansıtıyordu; genç George McFly’ın gözetleme sahnesi ve Reagan dönemi materyalizmi gibi detaylar filmi dönemiyle eşsiz kıldı.

‘BUGÜN YANLIŞ YORUMLANABİLİRDİ’

Guardian’ın altardığına göre; filmin ortak senaristi Bob Gale, filmi bugün çekmeye kalktıklarında stüdyoların Marty ve Doc arasındaki ilişkiyi yanlış yorumlayabileceklerini belirtterek ‘Film bugün yapılamazdı’ dedi. Gale, yönetmen Robert Zemeckis ile yıllar süren senaryo arayışlarının ardından babasının lise yıllığına bakarken ilham bulduğunu ve “Çocuk zamanda geri gidip babasıyla liseye gitse nasıl olurdu?” sorusu ile hikayeyi şekillendirdiklerini anlattı.

Senaryo 40’tan fazla kez reddedildikten sonra Steven Spielberg’in desteğiyle proje hayata geçti. Doc Brown karakterinin Gale’in çocukluk komşusundan ve Mr. Wizard adlı bilim programından esinlenerek oluşturulduğu, Christopher Lloyd’un ise karaktere Albert Einstein ve Leopold Stokowski’den ilham alarak hayat verdiği paylaşıldı.

Başlangıçta Marty rolü için seçilen Eric Stoltz’un ciddi oyunculuğunun filme uymadığı anlaşılınca yerine Michael J Fox getirildi. Fox’un yorucu çekim sürecinde sitcom Family Ties’ta da rol almasına rağmen enerjisi ve doğaçlama yeteneği filme aranan ışığı kattı. Lea Thompson, Fox’un 20’ler ve 30’ların fiziksel komedi anlayışını çalışarak rolüne yansıttığını ve bunun filmi izleyicilere sevdiren en önemli etkenlerden biri olduğunu belirtti.

Fox’un 29 yaşında Parkinson teşhisi almasına rağmen oyunculuğa devam etmesi, Thompson tarafından “ilham verici” olarak nitelendirildi. Filmin müzikale dönüşmesi ise Zemeckis’in eşi Leslie’nin önerisiyle gerçekleşti ve Londra’dan New York’a dünya çapında sahnelenerek yeni nesillere ulaştı.

Bob Gale Geleceğe Dönüşün, başarısının senaryo, oyunculuk ve temaların mükemmel uyumundan kaynaklandığını ve bu uyumun çok nadiren yakalandığını ifade etti. 40 yıl sonra bile izleyicilerin filmi konuşmaya devam etmesinin, herkesin bir noktada “ailem nasıl kuruldu, annem babam nasıl tanıştı?” sorusunu kendine sormasından kaynaklandığını belirtti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir